Sevgili AFYONOLAY takipçileri,
Bugünkü arşiv belgemizde Sandıklı ilçemize gidiyoruz. 1912 doğumlu Sandıklılı Hanife Nine’nin anılarını dinleyeceğiz. Arşiv belgesinde soyadı yazmadığı için paylaşamıyorum. Babasının adını Himmet olarak söylemiş. Onun anlatımıyla Sandıklılı Kör Süleyman Amca’nın kahramanlığını da öğreneceğiz.
Her zaman yaptığımız gibi doğrudan arşiv belgesinde yazan, onun ağzından cümleleri sizlerle paylaşacağım.
Biz de o günleri bir kez daha Hanife Nine’nin anlattıkları ile yaşayıp hissedeceğiz.
Belge Şöyle Başlıyor
Yıl 1922 yılları… Türkiye’nin savaş yılları. Bütün eli silah tutanların ya öldükleri ya da cephede bulundukları bir devir. Köyde sadece Balkan, Çanakkale Savaşlarından yaralı gaziler bulunmaktadır. Köy bütün Türkiye gibi o yıllarda yolsuz, susuz, elektriksiz, tarlaları sadece 3 metre ilerisini doyurabiliyor. Milletin çoğunluğunun ekmek bulamadığı devir. Okuma yazma hemen hemen hiç yok. Bu cümleler belgeyi oluşturan kişinin cümleleri. Sonrasında Hanife Nine anlatıyor.
Hanife Nine Anlatmaya Başlıyor
“O yıllarda 10 yaşlarında çocuktum. Babam Himmet, Çanakkale Savaşlarında şehit oldu. Bir yaz günüydü. O günlerde Dumlu’da savaş olduğunu duyuyorduk. Köyümüzden Dumlu’ya haftada bir ekmek götürenler olurdu. Birden köyün ileri gelenleri Yunan’ın köyümüze doğru gelmekte olduğunu bağırdılar. Köydeki çoluk çocuk, kadın ne varsa hepsini köyün kuzeyindeki ormanlığa sakladılar. Ben de oradaydım. Tepeden uzaklara bakarken Kozluca köyünün yanmakta olduğunu gördük.”
Yunan Askerleri Köye Geliyor
“Kimde can kalmıştı. Herkeste gelecek düşmana karşı kin ve nefret duygusu had safhadaydı. O gün öğleden sonra bir Yunan askeri grubu köyümüze geldi. Bunlar bozguna uğrayan Dumlu’dan kaçan birliklermiş. Köydeki ihtiyarların önderi durumunda bulunan Çanakkale gazilerinden Kör Süleyman, Kıran dediğimiz tepenin üstüne önce bir teslim bayrağı çektirmiş. Teslim bayrağı sadece beyaz çarşaftan yapılmış. Sonra da düşman gelmeden bir grup eli silah tutanları güneydeki Türkmencik mevkiine göndermiş. Yunan öncü kuvvetleri köye gelmişler. Tehlike yok. Ondan sonra geri gitmişler.”
Kör Süleyman Amca’nın Kahramanlığı
“Bütün Yunan askerleri köyün kenarından beklemeden KAĞNIGEDİĞİ istikametine doğru geldiği anda mola verdiler. Yunan subayları yanlarına kılavuz olarak KÖR SÜLEYMAN Amca’yı almışlar. O Yunanca biliyormuş. Düşmanlar biraz sonra hazırlanıp yol almak istemişler. Süleyman Amca, Yunan birliklerini Türkmencik sırtları kıyısına doğru götürmüş. Hiçbir şeyden haberi olmayan düşmanlar bir anda ateş içinde kalmışlar. Yanlarında top, tüfek, mühimmat ne varsa bırakarak bozulup kaçmışlar. Canını kurtaran kurtarana… TÜRKMENCİK’teki insan sayısı 50 kadarmış. Düşman askerleri kendilerini pusuya doğru götürenin KÖR SÜLEYMAN AMCA’nın yaptığını anlamışlar. Onu orada öldürmüşler.”
Köylü Silahları Topluyor
“Köylü TÜRKMENCİK MEVKİİ’ne gelerek ne varsa toplayıp kağnılarla köye getirmiş. Tabii ki SÜLEYMAN AMCA bu yolda canını feda etmiş. Köydeki ihtiyarlardan bir grup hükümete haber vermiş. Köydeki silahları teslim etmişler. Sonradan duyduk yavrum, bozulan düşmanlar Uşak-Sivaslı hattını takip ederek kaçmışlar. MUSTAFA KEMAL’in ordusu onları İZMİR’de denize dökmüş.”
Hanife Nine’nin Duası
HANİFE Nine arşiv belgesinde son söz olarak şu cümle yazmaktadır:
“Allah o günleri bir daha göstermesin.”
Biz de hepimiz de tabii ki bu duaya ‘AMİN’ diyoruz.
SON SÖZ
Benim, sizlerin; bu topraklarda zulmü ve zaferi görmüş bu insanlara karşı sorumluluğumuz var. Ben naçizane onların anlattıklarını sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. Anlattığım cümleler doğrudan arşiv belgesinde onların anlattıklarıdır.
Öncelikle Sandıklıların, daha sonra tüm Afyonkarahisarlıların Hanife Nine gibi o dönemi yaşayanların anlattıklarını bilmesi önemli… Aynı zamanda Kör Süleyman Amca’nın Yunanları farklı bir yöne götürüp pusuya düşürmesi ve sonrasında öldürülmesi, herkes tarafından bilinmelidir.
Hanife Nine’yi ve Süleyman Amca’yı saygı ve rahmetle anıyorum.
NOT: Yazının her türlü hakkı saklıdır. Yazarın izni olmadan farklı platformlarda yayımlanamaz.
İletişim: https://twitter.com/mozturkuaz
i.