Frigya'da Unutulmuş Bir Hristiyan Tarikat ve Kadın Peygamberler
Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi ve fiziksel olarak maddi dünyadan ayrılması neticesinde Kudüs dışında Hatay, İskenderiye, Tarsus, Şam gibi kentlerde varlık gösteren Hristiyanlık öğretileri inananlar tarafından benimsenmeye başladı. Orta Doğu ve Küçük Asya olarak bilinen bölgenin belirli kısımlarında hızla yayıldı. Mesih İsa’nın ani ayrılışı nedeniyle bu inanç sisteminde birçok soru işareti de ortaya çıktı. II. yüzyıldan itibaren inananlar arasında yaşanan karmaşıklık bir bakıma Hristiyanlığın felsefi temellendirmesinin eksikliği üzerineydi. Özellikle Antik Çağ’daki entelektüeller bazı sorunların cevaplarını aramaktaydılar. Örneğin, bu teolojiye göre tanrıya atfedilen “Baba” kavramı ile “Oğul” olarak tabirlenen Mesih arasındaki rasyonel nitelendirmeler nasıl olmalıydı. İlişkiler düzleminde “Kutsal Ruh” tanılandırmasına üzerine inanç sistemi nasıl kurulmalıydı. Buna benzer sorular çerçevesinde kristolojik tartışmalar birçok olguyu barındırmaktaydı. Özellikle Hz. Musa’nın emirlerine göre yapılandırılan bir din mi? Yoksa tamamen yeni bir paradigma üzerine kurulan yaşam biçimi miydi?(1) Zira ilk dönemlerinde liderleri olmadan yayılan ve insanlar tarafından kabul gören bu doktrin yapısal bakımdan bütünleşik sürece kavuşamadı.
İlk iki yüzyılında sistemsel karışıklıklar yaşayan Hristiyanlık öğretileri üzerine birçok grup ortaya çıkmıştı. Bunların arasında çarmıh öğretisi karşıtları içinde yer alan Ebionitler, Gnostikler, Doketikler ve Hz. İsa’yı beşer üstü varlık olarak gören Markioncular, Montanusçular, Modalist Monarksistler, Teslisciler, Origenesçiler bulunmaktaydı.(2) Afyonkarahisar kentiyle alakalı minvalde bizim üzerine odaklanacağımız temel konu çarmıh öğretisi karşıtlarından olan Montanusçu akımıdır. Çünkü bu cemaat/tarikat/grubun öğretilerinin doğduğu bölge Frigya içerisinde yer almaktadır. Nitekim adı geçen bölge tamamen Afyonkarahisar kentine yakın ve bu öğretiden etkilenen insanların bir zamanlar varlık gösterdiği yaşam alanıydı.
Söz konusu Montanizm/Mantanusçular hakkında bilgiler ve ilk elden belgeler mevcut değildi. O dönemde ilk kilise rahiplerinden olan Eusebius (İsrail doğumlu), Tertullianus (Kartaca doğumlu), Epiphanius gibi yazarların eserlerinden Montanizm öğrenilmektedir. Aktarılan bu bilgiler göre Montanusçular kıyamet üzerine bir kehanet senaryosunu paylaşmışlardı. Onlara göre kıyamet çok yakın bir zamanda gerçekleşecek ve bu nedenle ahirete hazırlığın geciktirilmemesi gerekmekteydi. İşte bu kıyamet kehanetleri nedeniyle diğer topluluklar tarafından dikkat çeken bir grup oldular. Ebedi dünyaya hazırlığı ön koşul olarak sunulduğu inanç sistemlerinde ibadetin sıkı tutulması, evlilikten kaçınılması/eş ölünce yeniden evlenilmemesi, oruç tutulması, şehitlik mertebesi gibi yaklaşımları vardı. Katı ritüellere sahip olan bu tarikata göre herkesin kendini kiliseye adaması gerekiyordu. Sürekli ölümü ve sonlanma fikrini hatırlatmaları nedeniyle felsefi açıdan dünyevi hayatın geçiciliğine vurgu yaptılar. Ayrıca Frigya kenti içerisinde yer alan “Pepuza” kenti ayrı bir öneme sahipti. Zira Montanusçular’a göre imansız Yahudilerin başkenti Kudüs yerine Pepuza kenti öne çıkmaktaydı. Çünkü mesih yeni Kudüs olan bu kente inecekti ve bu akıma göre Frigya kutsal bir alandı. Mesih döndüğünde inançları uğruna her türden mücadele için şehit olunabileneceği de belirtiliyordu. Üstelik kadın peygamber Maximilla’ya göre “Benden sonra kehanet olmayacak, son olacak” ifadeleri gecikmiş bir sonu ifade etmekteydi.(3)
Liderleri Montanus dışında takipçileri olan “kadın peygamber” konusu bu akıma farklı bir yorum getirilmesine neden olmaktaydı. Çünkü Hristiyanlık bu gruba göre yeni form kazanmakta ve yorumlanmaktaydı. Montanusun yanında “Pricilla” ve Maximilla” isimli kadın peygamberler bulunmaktaydı. Kadın peygamberlere yönelik teolojik yorumlamalar hakkında detaylı bilgiye sahip olmasak da şöhretleri her bölgeye yayılmıştır. Üç peygamberli bir yaklaşımlarıyla yeni bir kristolojik tartışma başlatmaları İznik Konsili’ne kadar Hristiyanların yaşadığı durumu bir bakıma özetliyordu.(4)
Montanusçuların öğretileri kısa sürede taraftar topladı ve Hristiyanlığın görüldüğü her bölgeye yayıldı. Montanizm her ne kadar farklı bir grup ve vahyin muhatabı oldukları prensipleriyle ortaya çıksa da kadın piskopos atama gibi uygulamaları nedeniyle çoğu kilise tarafından kabul görmemişlerdi. Ek olarak otorite kabul etmeyen yaklaşımları nedeniyle “din dışı” olarak değerlendirildiler. Ayrıca çoğu konsilde bu hareket aforoz edildi. Son kadın peygamber “Quintilla” ya kadar bu akımın dinî ritüelleri VI. yüzyıla kadar devam etti. Fakat İmparator Iustinianus’un (527-565) bu ayrılıkçı tarikata karşı olumsuz bakışı sonrasında Pepuza başkentli yapılanmaları yok edilmiştir. Bununla birlikte tapınakları ve buna benzer kutsal mekanları ortadan kaldırılmıştır.(5)
Not: Hristiyanlık öğretileri içerisinde II. yüzyılda ortaya çıkan tarikatın faaliyetleri ülkemizde İslam anlayışına benzemese de Frigya bölgesi içerisinde yer alan etkileri nedeniyle dikkat edilmesi gerekliliğini düşünmekteyim. Çünkü Pepuza kentinin yerinin Frigya bölgesi içerisinde tam olarak bilinmemesi bir gizemi barındırmaktadır. Ek olarak arkeolojik çalışmalarla Firgya’da Hristiyanlığa ait mekanlarda Montanizm/kadın peygamberlerin etkileri konusunda bir çalışma yapılabilir. Zira inanç turizmi kapsamında Pepuza’nın konum bilgisinin eksikliği Afyonkarahisar kentinin çekiciliğini artırma ihtimali bulunmaktadır. Böylelikle yabancı turistlere yönelik cazibe merkezi oluşturulabilir ve kentin iktisadi gelirleri artırılabilir. Zaten bu konuyu köşemize taşımamızın amacı da budur. Saygılarımla.
Dr. Oğuz Kalafat
Instagram: @dr.oguzkalafat
E-Posta: 03kalafat03@gmail.com
Kaynaklar
1. Hefele KJ, A history of the Christian councils, from the original documents, Edinburgh, 1883.
2. Kelly JND, Early Christian doctrines, London: A.C. Black; 1977.
3. Ehrman BD. Lost Christianities: The Battles for Scripture and the Faiths We Never Knew. Oxford; 2005.
4. Trevett C., Montanism: gender, authority and the new prophecy, New York: Cambridge University Press; 1996.
5. Chadwick JW, Tertullian and Montanism, 1863.
Sayın hocam, kaleminize sağlık. Kadın peygamber bilgisi dikkatimi çekti. Bölge turizmine katkı sağlayacağı düşüncesindeyim. Bir de tarihe ilgi duymamama rağmen keyifle okudum.
Hocam çalışmalarınızda başarılar dilerim
Çok güzel, elinize emeğinize sağlık sayın hocam... Bilgiler faydalı oldu bize...
Eline, kalemine sağlık Sayın Oğuz hocam.