Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yayınlanan Karahisari Sahib Dijital Dergi Aktüalite Editörü İdris Özek'in, Geçerken Uğradım sinema filmini yapımcısı Ahmet Taşpınar'la yaptığı söyleşi...Söyleşi, derginin Ocak 2021 / ilk sayısında yayınlanmıştır... Ahmet Taşpınar:“Afyonkarahisar geçerken uğranılacak bir şehir değil, bunun için daha çok çalışmalıyız…” Söyleşi: İDRİS ÖZEK (Karahisari Sahib Dijital Dergi Aktüalite Editörü) Afyonkarahisarlı oyuncu, yapımcı ve yönetmen Ahmet Taşpınar’la Afyonkarahisar, tiyatro, sinema, Geçerken Uğradım üzerine bir söyleşi yaptık…Yoğun çalışma temposunda bize vakit ayırdığı ve ayrıca samimi ve dolu dolu cevapları için kendisine teşekkür ediyoruz… İdris ÖZEK: Öncelikle yoğun işlerinizde bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. İsterseniz ilk sorumuzla başlayalım. Ahmet Taşpınar kimdir? Ahmet Taşpınar: Afyonluyum, kendimi bir Afyonkarahisar sevdalısı olarak tanımıyorum, Afyon İl Kültür Müdürlüğünün projelerimde bana destek verdiği için özellikle teşekkür ediyorum. Müdürlüğün bu projesinde yer aldığım için mutluyum. Elbette vakit ayıracağım.Gelelim Ahmet Taşpınar kimdir sorusuna… Ahmet Taşpınar babası emekli astsubay olan ve ilkokul 5. Sınıfa kadar Türkiye’nin çeşitli illerinde bulunmuş, sonra Afyon’a yerleşmiş, 1992 yılından itibaren Afyonkarahisar Belediye Şehir Tiyatrosundan önce gönüllü olarak oyunculuk yapmış, sonra oyuncu olarak, sonra yönetmen olarak görev yapmış birisidir. 1992’den beri, sahne tozunu yuttuğumdan beri Afyon’da tiyatro için üzerine düşeni yapmaya çalışan, bir Afyonkarahisar sevdalısıdır. İdris ÖZEK: Tiyatro, sinema, sanat yaşamınızdan bahseder misiniz? Nasıl başladınız, nasıl merak saldınız?Ahmet Taşpınar: Açıkçası Belediye Şehir Tiyatrosu seçmelerine katılmam tamamen bir tesadüftü. Fakat ondan öncesinde de sahneye çıktıktan sonra farkettiğim br şey vardı, ortaokul sıralarında biz ders görmeye başladığımız dönemlerde, dersimizin olmadığı boş saatlerde zannediyorum Mustafa Pala idi arkadaşım, o dönemde fıkraları canlandırırdık, skeçler oynardık. Demek ki o dönemden başlamış ufak ufak, sanat yaşamı mı diyelim, tiyatro mu diyelim..Akabinde 1992 yılında da bahsettim gibi Şehir Tiyatrosuna girdim, sahnenin tozunu yuttum. O günden itibaren de tiyatro başta olmak üzere, radyo, televizyon seslendirme, bunlarla ilgili çalışmalar oldu. Bu bir göz rengi gibidir, Allah vergisi bir yetenektir. Bu dönemde kısa kısa skeçler yazdım, oynadım, yönettim. Yazdıkça, yönettikçe, oynadıkça daha çok keyif aldım. Belediye Şehir Tiyatrosunda arkadaşlarla Çocuk Tiyatrosu kurduk, yarı amatör ama para kazanıyorduk, harçlığımızı kazanıyorduk, ben skeçleri yazıyordum, okullara gittik, oyunlar oynadık, küçük küçük paralar kazandık, büyük keyif aldık, iyi de yapmışız.Sinemaya gelince, ilk sinema deneyimim Erdem Kıral’un yönettiği Mavi Sürgün filminde yardımcı oyuncu olarak birkaç gün sete gidip geldim, ama yaşımın çok gençti, 20 li yaşlardı. Daha sonra Afyon’da çalışmaya başladığımda televizyon, radyo, kendi reklam şirketimde, Afyon’da bu tür etkinliklerde yardımcı olabileceği düşünüldüğünden insanlar bana gelmeye başladı, ben de yardımcı olmaya çalıştım. Bunun en büyük etmeni tiyatro oldu. İçimdeki İnsan filmi Afyon’da çekildi. Sonra kendi kabare tabure tiyatromuzu kurduk, arkadaşlarımla birlikte, çok güzel bir ekiple birlikte. Sonra Mehmet Bey, yeni tayin olmuştu buraya, çok yarımcı oldular bize. Sonra Afyon’u tanıtmak isteyen bir yapımcı şirketle, Mehmet Tanır Bey tanıştırdı bizi. Sanıyorum Mehmet Beyin bir projesi imiş, daha önce görev yaptığı yerde de buna benzer bir proje yapmış. Ben de onlara sinema filmi senaryosu yazdım ve sinema ile ilgili maceramız da böyle başladı. Sonra Sinan Çetin Afyon’a bir film çekmeye geldiğinde onunla tanıştı. Yaklaşık 3 yıldır kendisiyle çalışıyoruz. 3 yıldır hem predüktörlüğünü yapıyorum, hem de şirketlerin gene müdürlüğünü yapıyorum. İdris ÖZEK: Afyonkarahisar küçük bir orta Anadolu kenti, son yıllara kadar biraz da tiyatroya, sinemaya mesafeli gibi duruyordu. Zor oldu mu? Şu anda zor oluyor mu?Ahmet Taşpınar: Bu tespite çok fazla katılmıyorum. 199’de Belediye Şehir Tiyatrosuna başladığımızda Ali Çakalgöz genel yönetmenimizdi. İlk oyunumuz Haldun Taner’in Günün Adamı idi. Siyaseti anlatan ve siyasi bir oyun değildi. Her geçen gün izleyicimiz, seyircimiz arttı. İnsanlar yaptığı işi iyi yaptığı takdirde, mutlaka bir takdir görüyor. Biz de istikrarlı bir şekilde tiyatroya devam ettik, oyunlara devam ettik, büyük bir seyirci kitlemiz oluştu. Şu döneme baktığımızda, Ömer Mazi olsun, bir çok arkadaşımız tiyatro alanında çalışmalar yapıyor, bir ara Afyon’da 3 tane tiyatro vardı. Çoğu ilde olmayan bir şey. Çok ilgi de vardı. Dışarıdan turneler, oyunlar getirildi. Büyük ilgi oldu. Hatta biletleri torpille alınmaya çalışılıyordu. Yapılan işi doğru ve güzel yapılırsa karşılığını görüyorsunuz. İdris ÖZEK: Şu anda tiyatro, sinema, sanat alanında neler yapıyorsunuz?Ahmet Taşpınar: Açıkçası şu dönemde benim bu alanda en kısır dönemlerden bir tanesi. Çünkü İstanbul’daki görevlerimden dolayı, okumaya yazmaya üretmeye vakit bulamıyorum Dolayısıyla en kısır dönemimi yaşıyorum. Şu anda Afyon’da Netflix için hazırlandığımız dizin son aşamasındayız, onun prodüktörlüğünü ve yapımcılığını yapıyorum. Çok büyük bir aksilik olmazsa dünyanın başına bela olan pandemi ortadan kalktıktan sonra sektör biraz daha netleşecek. Ama işin açıkçası şu anda şirketimiz açısından iki önemli planlama yaptım. Önümüzü görelim diye. Şu anda sinema salonlarının durumu, tiyatrolar ne olacağı belli değil. 2021’de iki tane çok önemli sinema filmi yapacağız inşallah. İdris ÖZEK: Afyonkarahisar'a son yıllarda kültürel ve sanatsal etkinlikler, profesyonel ve amatör anlamda tiyatro gösterimleri oldukça arttı, bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?Ahmet Taşpınar: Çok gurur verici verici bir şey, yeterli mi değil, ama daha iyisi daha fazlası mutlaka vardır ve denenmelidir. Konserler, etkinlikler, sergiler, sadece sinema tiyatro gelmesin aklımıza, caz ve klasik müzik festivali var mesela yıllardır. Bunların sayısı artmalı, Afyon kapasite olarak buna müsait bir il. Pandemi durumunda sonra tüm dünyada, tüm ülkede bu etkinliklerin sayısı artacak diye düşünüyorum ben de Afyon’la ilgili bir projede yer alacağım, yapacağım… İdris ÖZEK: Drama dersleri, ilkokuldan liseye her kademede var. Bu anlamda, çocuklardaki oyunculuk ve drama yeteneklerinin keşfi anlamında öğretmenlere, anne babalara ve çocuklara neler tavsiye edersiniz?Ahmet Taşpınar: Bu biraz sipesifik bir konu. Afyon’daki çevremden bu konuda baya bir talep gelmişti, çocuklara bu konuda dersler vermem içti. Kabara tabure’nin amacı da buydu. Bir kültür merkezi haline gitirmeyi düşünüyordum Ama şöyle bir durum var, Tiyatro okullarından mezun olan arkadaşlarım için bile ekstra 2 yıl eğitim alıyorla, bu çok önemli. Ailelere ne tavsiye edersiniz, benim Yağız isminde bir oğlum var, filmlerde de oynuyor. Ben ona şunu aşılamaya çalışıyorum, ailelerde hayata geçirebilecek bir durum, aile içi iletişimde bir katkı sağlayacak, aile içinde masallar, fıkralar, okunulan kitapların tartışılması, okutulması… Şöyle bir örnek vereyim, bir masalı, itabı çocukla tartışabilecek boyutta okutmaya çalışın. Örneğin, Kırmızı Başlıklı Kız masalında kim haklıydı gibi konuşarak tartıştırın, okuduğu anlama, anladığını savunabilme, tezini savunabilmesini sağlayın. Küçük küçük sorularla, yanlış fikirleri söyleyerek bile onu konuşturun. Fikrini savunmasını sağlayan, çocuğun özgüvenin artmasını sağlar. Çocukların sahneye çıkması konusunda destek verin. Çünkü sahne bir çocuğun özgüveninin artması konusunda ilk basamaktır. İlk basamakta destek olursanız büyük gelişme sağlarsınız. Çocuklarda özgüven oluşumu çocuk yaşlarda daha kolay ve etkili olur. Aynı yaş küçükken kemik kaymasının hızlı olması gibi. Çünkü yaş büyüdükçe utanma duygusu artar… İdris ÖZEK: Gelelim Geçerken Uğradım sinema filmine... Nasıl oldu, nereden aklınıza geldi?Ahmet Taşpınar: Biraz önce de anlattım, Geçerken Uğradım, benim Kabar Tabure tiyatromda oynadığım skeçlerden birisinin ismiydi. Bir gün Mehmet Tanır bey beni çağırdı, Antalya’dan Onur Bey ve Canan Hanım, içinde Afyon geçen bir sinema filmi, Mehmet Beyin bir projesi sanırım. Aklına bel gelmişim, böyle bir şey yapabilir miyiz dediler. Senaryosunu yazdım. O dönemin valisi çok büyük destek oldu, şehrin önde gelenleri büyük destek oldu. İçinde Afyon geçen, Afyon konulu bir film çekildi. Emeği geçen herkese, desteği olan herkese teşekkürler ediyorum. Çok güzel bir ortamda çekildi, filmi şehrin tamamı destekledi, Afyon’da geçerken uğramadığımız yer kalmadı, her yere uğradık. Film çekiminde sonra çevremde bir çok kişi, benim de bilmediğim, çoğu Afyonlunun da bilmediği Afyon’un o kadar özelliği varmış ki… Dinar’da Marsyas, Şuhut’ta Kırkinler, o kadar çok ki… Tabii ki biz 100 dakikalık bir dakikalık bir çekiyoruz, hepsini almamız mümkün olmadı. İnşallah hepsini çekebileceğimiz bir film daha çekeriz, aklımda böyle bir düşünce var. İdris ÖZEK: Geçerken Uğradım sinema filminde amacınız neydi? Nasıl bir ortamda çekildi?Ahmet Taşpınar: Amacımız şuydu, öncelikle Afyon geçerken uğranılacak bir şehir değil, gelinmesi gezilmesi görülmesi gereken bir şehir. Özellikleri var. Türkiye’de tarih turizm açısından Çanakkale’ye gidiyorsanız, burada da Kurtuluş Savaşı yapıldı. Afyon termalin merkezi. Doğal güzellik Karadeniz’e gidiyorsanız burada da Akdağ var. Lezzet derseniz, neredeyse sucuk, kaymak, lokum, etin en güzeli Afyon’da var. Bütün lezzetleriyle beraber, ki hepsi tescillendi. Dolayısıyla şunu anlatmaya çalıştık, öncelikle Afyon geçerken uğranılacak bir şehir değil, gelinmesi gezilmesi görülmesi gereken bir şehir. Dolayısıyla daha geniş kitlelere ulaştığımızda bu amacımıza ulaşacağız. İdris ÖZEK: Çok şanssız bir döneme denk geldi bu film. Vizyonda iken pandemi oldu maalesef..Ahmet Taşpınar: Evet maalesef çok şanssız bir döneme geldi. Takdiri ilahi derler ya, elimizden gelmeyen bir durum oldu. Bu konuda Afyon Eğitim Vakfının karar vereceği bir durum. Yeniden vizyona girer mi bilmiyorum, bu konuda kendileriyle değerlendirme yapacağız. Maalesef Geçerken Uğradım filminin böyle bir şanssızlığı oldu. İdris ÖZEK: Afyonkarahisar’ın sinema sektöründe daha fazla tanıtılması, proje üretilmesi anlamında neler söylersiniz?Ahmet Taşpınar: Sinema filmiyle beraber, Sinan beyle çalışmaya başladıktan sonra, bu sektördeki herkesin sektörel anlamda ihtiyaçlarını oluyor, Örneğin, bir şehirde film çekerken manevi destek almaları gerekiyor. Afyon’un bu alanda şöyle bir avantajı var. Afyon’un özelliği çok, buraya getirdiğim oyuncular, yapımcılar Çavuşbaşa, frig vadisine, termal turizme hayran kaldılar. İstanbul dışında film çekildiğinde en büyük sorun giderlerin artması. Özellikle konaklama. Bu noktada destek olunursa daha çok proje Afyon için üretilebilir. Sektöre konaklama yeme içme gibi maddi destek kaynak ayrılırsa şehrin tanıtımına destek verecek yeni projeler olabilir. Bir de, Afyon’u tanıtmak adına sektördeki yönetmen, yapımcı, sözü geçen oyuncular Afyon’a davet edilebilir, Pandemiden sonra sektöre ivme kazandırabilinir. İdris ÖZEK: Geçerken Uğradım filmini izleyemeyen büyük bir kesim oldu maalesef. Pandemi devam ediyor. Buna bir çözüm ne olabilir?..Ahmet Taşpınar: Maalesef çok büyük bir kesin izlemeyemedi, özel gösterim olabilir, hijyen pandemi koşulları sağlanarak. Afyon Eğitim Vakfıyla beraber karar vereceğiz, izleyemeyen kesimlerin de izlemesini sağlamamız gerekiyor, bunu hep birlikte sağlamamız gerekiyor. İdris ÖZEK: Afyonkarahisar'da son yıllarda sinema filmi ve dizi film çekimleri arttı. Bunu neye bağlıyorsunuz?Ahmet Taşpınar: Afyonkarahisar'da son yıllarda sinema filmi ve dizi film çekimleri arttı, bu doğru. Bunun nedeni Afyon’da film çeken herkes, bu sektörden gidip konuştu. Ban mesela Sinan Beyin İdealist İstasyon filmini çekerken tesadüfen oğulun bir sinema filmini çekecekti, bir toplantısına denk geldim, Peri Bacaları, Ürgüp’te çekeceklerini söylediler. Aynı ortamın Afyon’da da olduğunu söyledim. Zaten Sinan Bey ve ailesi Afyon’u çok sevdiler, çünkü şehir sahiplendi kendilerini. Ve o film Afyon’a kaydı. O yönetmen geldi gördü, başka yönetmene söyledi, o oyuncu geldi gördü, başka oyuncuya söyledi. Ve Afyon’un bilinmeyen, görülmeyen yönleri görülmeyen yönlerini insanlar bizzat görmeye başladı. İşte bu doğal güzellikleri, kolaylıkları. İşte biz kendimizi tanıtıp, kendimizi anlatmamız gerekiyor, Ne kadar fazla kişiye dokunursanız sektörden onlar da başka kişilere anlatıyor… İdris ÖZEK: Bundan sonrası için bir sinema filmi, dizi film, tiyatro projeniz var mı?.. Pandemi sonrası için...Ahmet Taşpınar: 2021 yılı için 2 tane sinema filmi için hazırlık aşamasındayız, İki film de İstanbul’da çekilecek. Dizi filmlerle ilgili çalışmamız var ama senaryo aşamasında. Tiyatro ile ilgili bir projemiz şu anda yok, ama önümüzdeki dönem için durum netleştikten sonra bazı düşüncelerimiz var. İdris ÖZEK: Çok teşekkür ediyorum, bizlere ve dergimize vakit ayırdınız. Sanat yaşamınızda başarılar diliyorum.Ahmet Taşpınar: Ben de size teşekkür ediyorum, geç kaldığım ben de özür diliyorum. Şunu özellikle söylemek istiyorum, Afyonkarahisar İl Kültür Müdürlüğü etkinliklere, faaliyetlere büyük destekler veriyor. Bana okunan destekleri de var… Yapılması gereken, bunları düzenli ve yazılı hale getirip bir takvime bağlanması gerekiyor. Söylenen şey umut, yazılan şey hedeftir diye düşünüyorum. Tabii pandemi çok şeye engel oldu. Bu güzel söyleşi için ben de size teşekkür ediyorum. İnşallah sonraki projelerle, daha büyük projelerle birlikte daha farklı söyleşilerde bir arada oluruz, herkese selamlar.