Telefonun çalar; karşı tarafta son derece nazik bir bey : “Hanım efendiciğim” diye söze başlar. Bilirim ki, Ömer Mazi böyle bir başlangıç yapıyorsa, arkasından gelecek olan konuşmaya hazır olmalısın. Ciddiyetle önemli bir konu geliyordur.
Biz Afyon’lular; aile gibi, akraba gibi kendi içimizde yaşarız. Öyle kolay kolay dışarıdan geleni de almayız içimize. Önce bir bakarız, testlere tabii tutarız, neye ne kadar emek veriyor, neyi niçin yapıyor uzaktan gözlemleriz, el de vermeyiz üstelik bunu yaparken. Sevgili Mazi Antalya’dan kalkıp şehrimize gelmiş, bu memleket için büyük emekler vermiş, vizyonu geniş, dili sivri, kalemi sert bir gazeteci. Ne duruşu değişti yıllar içinde, ne tavrı, ne titri. Şehrin sosyokültürel yapısından tutun da, gelişime açık projeleri ile katkıları azımsanamayacak kadar büyük. Kendileri ile birlikte yol almaktan keyif aldığım bir dost. Sonuç olarak işte buradayım.
İlk yazımda sizlerle tanışalım istedim. Doğma büyüme, soy kök Afyonluyum. Büyük bölümü Afyon’da olmak üzere 25 yıl ticaretle uğraştım. Uluslararası sektöründe lider firmaların Ege Bölge temsilciklerini yaptım. 17 yıllık bir Kimya Endüstrisi geçmişim var. Teknik kimyasallar, Food&Bavarege, Agri Hayvansal Sağım Sistemleri, mutfak, otel, mağaza vs temizlik sistemleri konusunda Satış ve Hijyen Danışmanlık hizmetleri verdim. Konu ile ilgili, kişisel gelişimle ilgili pek çok üst düzey eğitimler aldım. Çalışma hayatım ve yaşamım boyunca gelişime, öğrenmeye hep aç, talepkar ve hırslı oldum. Çalışan bir kadın olarak toplumda baskılanmadan, yılmadan, sürekli üreterek hem kendine, hem yaşadığın çevreye katkı sağlamak zorunluluğuna inananlardanım.
Sonrasında şehir değiştirerek, Bodrum Yalıkavak ve Antalya’da İtalyan Mutfağı konseptinde kendi restaurantımı açarak yeme içme sektörüne geçiş yaptım. Turizmin kalbinin attığı bu yerlerde bu işi yapıyorsanız bütün inceliklerini de deneyimleyerek öğrenmek gerekiyor haliyle. Ve bu işe bir kez bulaştınız mı, bütün zorluklarına rağmen kalbinizde taht kuruyor, ne kadar sektörden kopsanız da aranızdaki aşk katlanarak büyüyor.
Yazık ki, memleketimde işletmeler kurumsal yapıya direniyor, aşamadığımız bir konu olduğunu üzülerek görüyorum. Dolayısıyla, bir süredir ne kadar özlesem de sektörden uzağım. Hayatınızın büyük bir bölümü çalışarak geçince; iş hayatına ara verdiğinizde ve ya sonlandırdığınızda yeni hayatınıza adaptasyon süreci zorluyor açıkçası. Ve yeni keşiflere yönlendiriyor sizi.
Şimdilerde elime fotoğraf makinamı alıp, dağ taş tepe doğada geziyorum. Gerçi pandemiden dolayı bu ara pek mümkün olmuyor ama, güzel ülkemin her köşesini gezmeye başladım, en çok da Ege’yi. Gördüklerimi kadrajımda dondurmak, belgelemek, yöre insanını tanımak, o leziz yöresel tatlarını deneyimlemek müthiş duygu.
Seyrihulya ile hayatın içinden köşesinde, iş hayatı, çocuk, insan, sanat, fotoğraf, seyahat, gastronomi, şehirler, en çok da kadını, kadınları konuşup paylaşacağız sizlerle. Haftaya görüşmek dileğiyle..
Biz Afyon’lular; aile gibi, akraba gibi kendi içimizde yaşarız. Öyle kolay kolay dışarıdan geleni de almayız içimize. Önce bir bakarız, testlere tabii tutarız, neye ne kadar emek veriyor, neyi niçin yapıyor uzaktan gözlemleriz, el de vermeyiz üstelik bunu yaparken. Sevgili Mazi Antalya’dan kalkıp şehrimize gelmiş, bu memleket için büyük emekler vermiş, vizyonu geniş, dili sivri, kalemi sert bir gazeteci. Ne duruşu değişti yıllar içinde, ne tavrı, ne titri. Şehrin sosyokültürel yapısından tutun da, gelişime açık projeleri ile katkıları azımsanamayacak kadar büyük. Kendileri ile birlikte yol almaktan keyif aldığım bir dost. Sonuç olarak işte buradayım.
İlk yazımda sizlerle tanışalım istedim. Doğma büyüme, soy kök Afyonluyum. Büyük bölümü Afyon’da olmak üzere 25 yıl ticaretle uğraştım. Uluslararası sektöründe lider firmaların Ege Bölge temsilciklerini yaptım. 17 yıllık bir Kimya Endüstrisi geçmişim var. Teknik kimyasallar, Food&Bavarege, Agri Hayvansal Sağım Sistemleri, mutfak, otel, mağaza vs temizlik sistemleri konusunda Satış ve Hijyen Danışmanlık hizmetleri verdim. Konu ile ilgili, kişisel gelişimle ilgili pek çok üst düzey eğitimler aldım. Çalışma hayatım ve yaşamım boyunca gelişime, öğrenmeye hep aç, talepkar ve hırslı oldum. Çalışan bir kadın olarak toplumda baskılanmadan, yılmadan, sürekli üreterek hem kendine, hem yaşadığın çevreye katkı sağlamak zorunluluğuna inananlardanım.
Sonrasında şehir değiştirerek, Bodrum Yalıkavak ve Antalya’da İtalyan Mutfağı konseptinde kendi restaurantımı açarak yeme içme sektörüne geçiş yaptım. Turizmin kalbinin attığı bu yerlerde bu işi yapıyorsanız bütün inceliklerini de deneyimleyerek öğrenmek gerekiyor haliyle. Ve bu işe bir kez bulaştınız mı, bütün zorluklarına rağmen kalbinizde taht kuruyor, ne kadar sektörden kopsanız da aranızdaki aşk katlanarak büyüyor.
Yazık ki, memleketimde işletmeler kurumsal yapıya direniyor, aşamadığımız bir konu olduğunu üzülerek görüyorum. Dolayısıyla, bir süredir ne kadar özlesem de sektörden uzağım. Hayatınızın büyük bir bölümü çalışarak geçince; iş hayatına ara verdiğinizde ve ya sonlandırdığınızda yeni hayatınıza adaptasyon süreci zorluyor açıkçası. Ve yeni keşiflere yönlendiriyor sizi.
Şimdilerde elime fotoğraf makinamı alıp, dağ taş tepe doğada geziyorum. Gerçi pandemiden dolayı bu ara pek mümkün olmuyor ama, güzel ülkemin her köşesini gezmeye başladım, en çok da Ege’yi. Gördüklerimi kadrajımda dondurmak, belgelemek, yöre insanını tanımak, o leziz yöresel tatlarını deneyimlemek müthiş duygu.
Seyrihulya ile hayatın içinden köşesinde, iş hayatı, çocuk, insan, sanat, fotoğraf, seyahat, gastronomi, şehirler, en çok da kadını, kadınları konuşup paylaşacağız sizlerle. Haftaya görüşmek dileğiyle..